muradlog1emre

yansimalar

Ben "GARİB" bir "İNS-AN"ım, Kendim Söyler Kendim Dinlerim.!.

Kalemim yok amma kitab yazarım, yine yazdığım bu kitabı Kendim'OKU'rum.!.

Kah Girerim 'BEYN'lere Açarım, Kah girerim 'GÖNÜL'lere yakarım.!.

Bize 'BAK'an 'AN'da 'GÖR'ür,'KONUŞ'a-mayan diller çözülür.!.

Ortaya neler neler dökülür, bazıları Pişman olur Üzülür, 

bazıları Rahatlar Ref-Ref ile huzura kavuşur,

Ey DOST suçlu arama kimsede.!. ne ararsan kendinde ara.!.

'DOST' arar isen 'DUA'larda ara, Haya ile Edep ile,

'SEVGİ' saç  İMAN ile, Seven Sevdiğiyle Beraberdir!.

Dünya malına tamah etme, zkı veren ‚Allah‘ de 'KUL'a minnet etme,

 Sanma yazdıklarımız 'NEFS'den dile dökülendir.!.

Bu dile dökülenler,'LÜTFu-HAKK' dandır sakın 'GAFİL' olma.!.

log1

“SELAM” güzel düşünen güzel İNSANLARA!

Bizim uyarımız sadece AHİRETE yönelik 'UYARI'dır.Açacak olursak:

'ALLAH’ın Halife olarak yarattığı 'İNSAN'dan istediği 'KUL'luk, sadece TAKVA sıfatlarına sahip olmalarıdır ki bu Allah’ın Ahlakı ile ahlaklanma yani TAKVA yaşamı ile olur.Nefsin kötü sıfatları olan EGO, ŞİRK, KİBİR, YALANCILIK, CİMRİLİK, ÖFKE, ALAYCILIK, KISKANÇLIK, 'DÜNYA' zevkleri ve dünya ile sınırlı bir yaşam ile AHİRET hayatından uzak yaşamdan tamamıyla kurtulmakla gerçekleşir!

Bize dönüşlerde hala nasıl 'TAKVA' sahibi olunabilir, bu doğuştan mı verilir, sonradan mı elde edilir gibi sorular geliyor. Yaratılanları sevmek 'TAKVA' sahiplerinin bir özelliğidir. 'İMAN' edenler öyle kimselerdir ki, 'İMANSIZ' olanlar onları sevmedikleri halde 'İMAN' edenler onları severler.

Yüzlerinizi Doğu ve Batı tarafına çevirmeniz hakiki 'İMAN'ı yansıtan bir (işin hakikatini yaşama biçimi) değildir.Asıl 'İMAN', bir kişinin Allah’a, Ahirete, Meleklere, Kitaba ve Peygamberlere iman etmesi, sevdiği maldan, akrabalara, yetimlere, miskinlere (çalışamaz durumda olan ihtiyarlara), yolda kalmış yolculara (yuvasından, vatanından ayrı düşmüş), yardım isteyen (muhtaç) köle ve (kurtulmaları için) esirlere vermesi ve Namazı kılması, Zekât vermesidir. Söz verdiğinde sözünde duran, sıkıntı, hastalık ve şiddete maruz kaldığında buna dayanandır. İşte bunlar SADIKLAR ve KORUNANLARDIR.

'ALLAH'tan korkanlar kendilerine 'ŞEYTAN'dan bir vesvese geldiği zaman, durup düşünürler ve derhal gerçeği görmeye başlarlar. Şeytanların kardeşleri ise onları DUYGUSALLIĞA, AZGINLIĞA sürüklerler. Sonra da yakalarını hiç bırakmazlar. Burasını çok iyi anlarsanız DUYGUSALLIĞI bırakıp her AN her şeyi “DÜŞÜNEREK GERÇEĞİ” aramaya yönelirsiniz. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de, ardından TÖVBE edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz Allah çok affedici, çok merhametlidir. Rabbinden sana ne vahye diliyorsa ona uy. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. Kulları içinde ancak ilim sahipleri, Allah’tan gereğince korkar.

Yukarıda yazdığım gibi EGO, ŞİRK, KİBİR, YALANCILIK, CİMRİLİK, ÖFKE, ALAYCILIK, KISKANÇLIK ve DÜNYA ile sınırlı bir yaşam şeklinden kurtulmadıkça AHİRET yaşamında MUTLULUĞU yakalamanızın mümkün olmadığı gerçeğidir. Mutluluk bu dünya zevkleri ile elde edilen bir şey değildir. Sakın Dünya Hayatı sizleri kandırmasın. Bizlerin MUTLULUK kavramından bahsimiz BEN, EGO dediğin kısaca NEFS’lerinden, BEDEN’inden BEYİNSEL olarak kurtulman sonucu RUH’unun SERBEST kalması ile oluşan SEYR halinin oluşmasının adıdır. Gerçek mutluluk budur ve tüm teklifler bunu ortaya çıkartman için sunulmuş tekliflerdir.

Şimdiye kadar 'ANLA'dıklarınızı,'DİN' adına yaptıklarınızı, ibadet şekillerinizi, ne için ibadet ettiğinizi, kimleri memnun etmek için çalıştığınızı, kısaca mutluluğun sizlerdeki karşılığını iyi düşünün ve bu yazdıklarımdan tamamen farklı olduğunu gördüyseniz yaşam şeklinizi değiştirin.

Şimdi ise 'MUTLULUĞUN' her insana verilmiş ve sadece yine nasıl kullanılarak sürekli hale gelmesi ile ilgili yapılması gerekenlerden bahsedeceğim. Yüzyıllardır insanlar bitkilerden, tohumlardan, kargı kamışlarından tütsüler yapıp değişik iksirler kullanmışlar ve halen de bilinçli bilinçsiz kullanmaktadırlar.

Çokça herkes tarafından bilinip kullanılan ÜZERLİK TOHUMU eğer değerlendirilirse Rüya Âlemi gibi bir âleme geçişi sağladığı, karanlıkların aydınlandığı bir âleme, değişik boyuta geçiş olduğu, yine Amazonlarda yetişen Ayahuasca çayını kullananların ölüp tekrar dirildikleri dillendiriliyor. Kargı kamış yani Ney yapımında kullanılan bitki kamış ve hatta Akasya ile Beynin sisteminde beden dışı deneyimler elde edinilebiliyor. Bu iksirlerin direkt muhatap olduğu bölge ise Beynin iki yuvarlak lobu arasında,Beynin orta yerinde yer alan ve küçük çam kozalağına benzer Epifiz Bezidir.İnsanlarda Epifiz Bezinin Doğum ve Ölüm anında inanılmaz derecede yüksek bir aktivasyondan bahsedilmekte ve Doğum-Ölüm anlarında 'Epifiz Bezi','DMT'(Dimetiltriptamin) yüksek miktarda üretilmektedir. İnsan vücudunda doğuştan var olan bu molekül DMT, doğum-ölüm ve 'RÜYA' 'AN'larında salgılanır.

Bizler buraya kadarki kısmını sizlere bilgi babında dillendirip, daha sonraki yazılarda detaylarına ineceğiz. Bu konu birkaç kelime ile anlatılacak kadar değildir. Sizlere doğuştan verilmiş DMT Hormonunun salgılanışı ne kadar yüksekse ruhsal âlemlerle bağ 'O' kadar güçleniyor. Bunun anlamı da gece yapılan ibadetler, dualar, zikirler, muhabbetler, “DMT” hormonunun salgılanmasının artmasına neden oluyor ki bunun sonucu kişi her an mutluluğu yaşayabiliyor. Fakat bu yapılması gerekenlerin yapılması sonucu kişiler tabii ki arayışlarını dışarıda arayıp, içsel olarak elde edeceğini otta, bitkide, keyif verici şeylerde kısa da olsa mutluluğu yakalamayı düşünmüşlerdir. Oysa çözüm bellidir ve uyarıcılardan gelen teklifleri değerlendirmekle her an mutluluk yaşanılır.Daha yazacak, söyleyecek, dillendirecek herAN 'MUTLU' olunması için gerekli olanlardan bahsedilecek bilgiler AN-be AN sizlere sunulacaktır Nasipleriniz ölçüsünde.  

log1

    ANASAYFA        RAMAZAN-YANSIMALARI